From Arifiye to Karacaoğlan with the Great Folklorist Ihsan Hınçer
Abstract
Dedesi saz, kukla, kaşık, hatta bir de keman yapan, saz çalarken yaptığı kuklayı tezene tutan eliyle oynatan, bu arada türküler söyleyen, anlatan bir aileden geldim. Babam da, dörtlü aralıkla akort ettiği kemanı ile yörenin halk havalarını çalar ve söylerdi. Çağdaşları iyi oyuncularla oynadıkları zaman, seyrine doyum olmazdı. Buna karşın, artık şehirliydik ve o toprağımızla tüm bağlarımız kesilmişti. Evimizde müzik ise sürüyordu. Eski bir Köy Enstitüsü olan ve yatılı olarak eğitim gördüğümüz Arifiye İlköğretmen Okulu öğrencisiydim. Cumhuriyetimizin 50. Yılını kutlama hazırlıkları hızlanmıştı ve bunlarda özellikle müzik gruplarının çoğunda görevliydim. Aynı zamanda okulumuz adına, okullar arası yarışmalara giren ekibimizin de bir üyesiydim.